5 yıl önce Sony'nin başına geçen Howard Stringer şimdiye kadar oldukça sıkıntılı günler geçirmişti. Hatta bir çok müşteriye göre Sony o eski teknoloji üstünlüğünü kaybetmiş durumda artık. Aslında görünen köy de kılavuz istemez.Çocukluğumuzdan beri elektronik aletlerin çoğunda lider konumda olan ve fiyatının yüksekliği sebebiyle özellikle ülkemizde kaliteyi simgeleyen Sony son bir kaç yılda sadece Vaio PC serisi ve oyun konsolu Playstation ile rakipleriyle rekabette görünüyor.
Tüplü TV'lerden LCD-LED TV'lere geçişin hızlı olması ve Sony'nin bu alanda Samsung, Sharp, LG gibi rakipleriyle rekabette zorlandı ve "playstation"daki güvenlik açığı sebebiyle oldukça itibar yitirdi.
Ancak geçtiğimiz günlerde Wall Street Journal'a verdiği röportajda Howard Stringer 5 yıldır üzerinde çalıştıkları ve televizyona yeniden anlam katacak bir ekosistemin hazır olduğunu ve çok yakında tanıtımını yapacaklarını açıkladı. Daha önce Apple tarafından da dile getirilen benzeri bir sistemin TV, PC, Tablet ve Telefon ekranlarında senkronize olacak bir ekosistemi Sony'nin geliştirdiği ve bu sistemle pazarlara çok güzlü olarak yeniden gireceklerini iddia etti.
Yakın zamanda bu alanda ciddi bir rekabeti izleyecegimiz kaçınılmaz görünüyor.
Bilgisayar dünyasında mavi ekran aslında bir başarısızlığın kullanıcının yüzüne vurulması yüzsüzlüğüne denk gelir. ve yıllarca Windows kullanan bizlerin artık alışmış gibi gözüktüğü bir sinir harbidir mavi ekran. Bu yüzdendir MAC'lerin ilahlaştırılması ve kullanış kolaylığını çok geç yakalayan Linux'un övülmesi aslında.
Mobil dünya'da ise Windows tabanlı telefonlar ise hiç te PC deki Windowsları aratmıyor. Zaman geçtikçe ağırlaşan, komut gecikmeleri ve "an error ocurred" (bir hata oluştu) şeklindeki tanıdık bildirimlerle kullanıcısına her zaman aynı hayal kırıklığını yaşatmaya devam ediyor.
Nokia ile 2010 yılında yaptığı 5 milyar dolar değerinde araştırma geliştirme anlaşması yapan Microsoft'un son haberlerini almak, yeniliklerini takip etmek için sitelerine girmeye çalıştığımızda "silverlight" eklentisi problemiyle karşılaşıyor olmamız bile aslında Microsoft'un tekelci ve diktatörce piyasaya hükmetme yöntemini açıkça ortaya koyuyor.
Yıllarca pazarda en çok satan ürün olması sebebiyle PC'ler için geliştirilen tüm yazılımları kapalı kaynak kodu yüzünden tamamen kendi tekeline alan ve kullanıcıdan gelen istekleri eklentiler ile çözmeye çalışan Windowsşu anda aktif şekilde hızlı bir rekabete ortak olmaya çalıştığı mobil cihazlar için hazırladığı web sitesini ziyaret edebilmek için bile kendi geliştirdiği siverlight eklentisini şart koşuyor.
Farklılaşan kullanıcı tercihlerini gözetmek yerine ie kullanımına zorlayan bu ve benzeri tekelci mantıkları sebebiyle de Windowns'un tamamen kişiselleştirme üzerine gelişen mobil cihazlar piyasasında başarılı olacağına inanmıyorum.
Cep telefonları da bilgisayarlarda olduğu gibi hızlı bir gelişim içinde ve rekabet o kadar yüksek ki gelişmeleri takip etmek oldukça zorlaşıyor. Chip'in haberine göre HTC bu alanda bir ilki gerçekleştirmek üzere.
Cep telefonunda ilk defa bir 4 çekirdekli işlemci kullanılacak. HTC edge adıyla piyasaya sürmeye hazırlandığı yeni modelinde 4 çekirdekli işlemciyi ilk defa kullanarak rekabette bir adım öne geçmeyi planlıyor. telefon hızı konusunda rakiplerine ciddi bir fark atacağı konusunda pek bir endişe yok ancak diğer yandan da pil ömrü konusunda bir handikap oluşabileceği de söylentiler arasında.
NVIDIA'nın Tegra 3 tipi işlemcisini kullanacak olan HTC Edge'in işlemci hız frekansının da 1.5 gHz olması bekleniyor. İşlemciyi 1 GB bellek ile destekleyecek ve 32 GB'lık bir hafıza ile gelecek olan Edge'in 4.7 inch genişliğinde de bir dokunmatik ekranı olacak. Fiyatının da şu anda piyasadaki HTC Desire HD'nin çıkış fiyatına göre biraz daha pahalı olması gündemde.
İşletim sistemi konusunda bilgi verilmemiş olsada bu yeni telefonun Android 4.0 sürümüyle geleceği konusunda uzmanlar hemfikir. HTC Edge modelinin çıkış tarihi olarak ise 2012 ilk çeyreği yada 2012 ikinci çeyreginin başları olarak tarih veriyor.
2010 yılında başlayan akıllı telefon çılgınlığı gün geçtikçe daha da hızlanarak artacak. Neden artmasın ki? daha önceleri internet tarayıcılarını bile kullanarak yapamadığımız yada çok daha uzun sürede yapabildiğimiz bir çok şeyi şu sıralar otobüste, sıra beklerken, trafikte sıkıştığımızda bile yapabilir hale geldik.
Bu teknolojinin en öenmli temelleri 3G internet bağlantısının yaygınlaşması ve buna bağlı olarak interaktif ve kullanıcı tarafından uyarlanabilen akıllı telefonlar olarak atıldı. ve bu temelin üzerine ticari veya gayri ticari bir çok kurum yada kuruluş bu altyapıyı destekleyici uygulamalar (applications) geliştirerek bu yeni mobil dünyaya katkılarda bulundular.
Bu uygulamar nasıl çalışıyor? Öncelikle sahip olduğunuz telefonun üreticisi ve/veya işletim sistemine göre direk bağlantı kurup telefonunuza indirebileceğiniz mağazalar yada internet üzerinden tarayıcı yada arayüz programı ile ulaşabileceğiniz web sayfaları aracılığıyla bilgisayarınıza indirip oradan telefonunuza kaydededebileceğiniz ortamlar mevcut.
Bu mağazaları şu şekilde sıralayabiliriz;
Apple ürünleri için AppStore
Android ürünleri için Android Market
Nokia - Symbian ürünleri için OVI Store
Uygulamalarla neler yapılabilir? İnternet bankacılığından, GPS haritalarına, sanal alışverişten, uçak bileti almaya kadar yapabileceğiniz onlarca şeyin yanı sıra, TV seyretmek, radyo dinlemek, müzik yada fotoğraf işleme programları, sosyal medya arayüz programlarına kadar onbinlerce yazılımı da kullanabilmeniz mümkün. Uygulamaların bir çoğu ücretsiz olarak kullanıcıya sunulurken bazı uygulamalar da cüzi ücretler karşılığında satın alınabiliyor.
Daha sonraki yazılarımızda popüler uygulamları da buradan tanıtmaya çalışacağım.
Apple kurucusu Steve Jobs'un ölümünden hemen sonra piyasaya çıkardığı "iPhone 4S" için ilk büyük hata sinyali geçtiğimiz günlerde geldi. "iPhone 4S"in en büyük yeniliklerinden olarak adı geçen Siri sunucuları uzun bir süre erişilemez durumda kaldı.
Siri nedir? Siri iPhone iOs 5 ile gelen akıllı sesli yanıt sistemi olarak biliniyor. Ancak klasik sesli yanıt sistemlerinden çok daha öte ve çok daha kullanıştı. Çünkü Siri emir komutlarını almanın dışında soru komutlarını da alıyor ve size en uygun cevabı söylüyor. Tabiki bunun için Apple'ın Siri için yarattığı sunucu desteğine ihtiyaç duyuyor. Siri'nin nasıl çalıştığına şöyle bir örnek verelim. Mesela siz o sırada Ankara'dasınız ve dışardaki hava sıcaklığını merak ediyorsunuz. Bu durumda "Siri! Ankara'da hava kaç derece?" diye soruyorsunuz ve Siri size o anda Ankara için hava durumunu sunucusundan aldığı bilgiyle iletiyor. Yada başka bir örnekle siz "Siri! en yakın sinema salonu nerede?" diye soruyorsunuz ve bu bilgi yine sunucudan size iletiliyor.
Her ne kadar şahsen bu uygulamanın Türkiye'de etkin olarak kullanım alanı bulacağına dair şüphelerim olsa da robot ve süper kahraman olgularına çok düşkün olan Amerikalı kullanıcıların sesle bilgiye ulaşma fikrini daha şimdiden benimsediklerini düşünmek yanlış ta olmaz.
Tekrar hata konusuna dönersek, geçtiğimiz günlerde amerika'daki hiç bir kullanıcı bir süreliğine Siri sunucularına ulaşamadı ve karşılarınıza "Şu anda sunucuya bağlanılamıyor. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz" uyarısı geldi. Hatanın iOs5 sürümündeki bir eksikten kaynaklandığının anlaşılması ise çok uzun sürmedi. Apple bu konuda hemen bir duyuru ile kullanıcılarından özür diledi ve en kısa zamanda bir sürüm güncellemesi ile bu hatanın kapatılacağı da söylendi.
Apple'ın "iPhone 4S"in piyasaya sürümünden beri bu kabul ettiği ikinci büyük hata. Daha önce de iOs5 yazılımındaki bir hatadan dolayı batarya şarj süresinin "iPhone 3G"den bile daha az olduğunu kabul etmişti. Hem bu versiyoda hemde daha önceki versiyonlarda piyasaya sürülüşünün hemen ardından iPhone ile ilgili düzeltme ve hataların çokluğu Apple'ın sürümü piyasaya vermeden önce testlerini tam yapmadan verip kullanıcı sikayetlerine göre hareket ettiği düşüncesini getiriyor.
Bu durum 90'lı yılların sonunda Formula 1 yarışlarındaki son sıralara oynayan bir takımının başkanı şöyle demişti "Dünyanın en iyi test pilotları bizde" Haksız da sayılmazdı. Bir önceki yıl şampiyon olan M. Schumaer ve ikinci olan Baricchello nun kullandığı Ferrari arabalarını bu sezon kendi takımı kullanmaktaydı. Bu duruma tam benzemese de Apple'da Beta Test kullanıcılarına testleri yaptırmak yerine son kullanıcıya bu testleri yaptırarak hem bu maliyet ve zaman kaybını aşıyor hemde ürünlere para ödeyen son kullanıcılardan en etkili geri bildirimi almış oluyor belkide.
Ama her ne kadar iyi niyetli yorumlamaya çalışsak ta Apple'ın 2011 yılı içindeki Android gelişiminden etkilendiği ve HTC ve Samsung'un başı çektiği rakiplerinden çekinmekte olduğunu, ve liderliği elinde tuttuğu pazar payını azaltmamak adına ürünleri acele ile -henüz testleri bile tamamlamadan- piyasaya sürdüğünü düşünmemek te elde degil.
